9 Şubat 2011 Çarşamba

NEVROTİK İSTEKLER

Yok yok! Hergün hayatı sorgulamakla geçmez..Geçmez ki ömür? Yaşadığın nı yudumlayabilmektir önemli olan.Hah! Diyene bak kardeşim.Amma yalancıyım..Sanki hayatı bahtsız bedevi olduğumu düşünen ben değil mişim gibi.Dün gece şunu anladım.Gerçe mütamadiyen anlayıp sürekli şizofrencesine tekrarlıyorum ama uygulama yapınca bembeyaz bir a4 kafayla insan daha iyi anlıyor.Hayatta sevdiğin şeylerle uğraşacaksın arkadaşım.Zevk alacağın şeyi yapacaksın ki huzur bulasın..Dinlenesin..Mesela ben silikon tabancasını, kurdelayı, kutuları ve ısrarla beceremesemde öğrenmeye çalıştığım örgümü elime alınca bir rahatlama ki sorma!
Şimdii bu yazı nereye bağlanacak bilemiyorum.Çünkü şu an ofiste önümde dünyaa iş varken''dur bir kendimle konuşayım, bir nefesleneyim'' halleri ne kadar daha gider onu da hiç bimiyorum.
Biri kalkıp bir şey sorsa''..şey..ben rahatlama yöntemlerimi yazıyordum da kaçırmışım e-mailleri desem?'' ne etkili bir cevap değil mi??Hep derim ya işte mecburiyettir insanı bağlayan diye..zamandan çalan..Ama maleef ki hayatı yaşamaya mecbur kılan.

Sebepsiz huzurun, nevrotik hallerin sebebi vardır çoğu zaman..Mesela şu anda;

* Evimde kızımı okula yolluyor olmak isterdim.Eşofmalar üstümde.
*Salonun perdelerini sonuna kadar açmış, yağmurlu gri bir havayı(ki pek severim) içeri almış, kahvemi yudumlarken elimde olan biir sürü işi yetiştirme telaşında olmak isterdim.
*laptop koltuğun üstünde, bir gözüm onda...TV de açık olsun isterdim..
*Akşamüstü mutfaktan yemek kokuları yaymak isterdim..

Ertesi gün yine kendimi tekrarlamak isterdim:))

Ayy çok mu kadın oluyorum ben yahu?

11 YIL

11 yıl..oturduğu sandalye batar mı insana?11 yıl bir sabahta somurtmadan kalksa insan, şööyle gülümseyerek bir gerinse, bir kahve ısmarlasa kendine..Tabii bunun için saati 20-25 dk önceye kurmak lazım.Ayy!! Allah muhafaza.Ben illa  evden çıkmaya son 15 dk kala uyanacağım, illa!Yüzüne su çarp, saçına tel tokayı sokuştur, ışık hızı kızı giydir(ziraa genelde uyur kendisi,evirip çevirmek yeterli), pantolonunu geçir.haydeeee oldu da bitti.!Filmlerden dizilerden hep imrenmişimdir böyle sabah kahvaltıları yapıp gazete okuyanlara.Duşunu alıp saçını bile fönleyip hatta sakince evden çıkanlara.Sahi var mı böyle insanlar?Ay varsa ben onlara ne derinden bir MAŞALLAH çekiyorum bir bilseniz..Çünkü tüm bu sayılanları yapmak için benim 06.00 gibi kalkmış olmam lazım.Ki ben 60 saniyede bile derin bir uyku çekebilen bir insanımdır.Ne kadar o göz kapalı dursa o kadar kardır benim için.

Ya nereden nereye geldim?Konumuz uyku mu?İçim dışım uyku olmuş.Oturduğu sandalye batar mı insana diyordum.Haaa ama şöyle her ay hesabıma 4.000-5000 falan yok yok 3.500 de olurr yatsa o sandalye var ya pammık olur pammık!!Tamam maddiyat önemli.Ama burada konu maddiyat değil ruh meselesi.Benim ruhum masa başında 08.30-18.000 çalışacak bir insan ruhu değil kardeşim ya!Şimdi biliyorum insan der ki 11 yıldır buna isyan ediyorsun da be kadın  neden hep aynı koltuktasın?Güzel soru!!BRAVO! :) cevap veriyorum : E hayat şartları diyeceğim ama klasik olacak..ama öyle..Tutulduk kaldık.Aman kira, aman çocuk tu eğitimiydi derken ''yaa kardeşim ben işimi yapıcam, eğlenerek para kazanıcam hadi eywallah!!'' deyip ceketi alıp çıkamadım.İmkanım varken de bunu düşünebilecek kadar deli değildim o ayrı..
Şimdi benim gibi düşünenler çoğunlukta biliyorum.Hadi parmaklar havaya!Çalışan anneler, ıvır zıvır düşkünü anneler..NERDESİNİZ?

Kariyer düşkünü olmayan, hayata daha fazla vakit ayırmak isteyen,, sevdiğim şeylerle uğraşarak  para kazanayım ne olur diye kıvranıp duran insanların başını çektiğim için , jeton geçte olsa düşüyor. bende.Ama çook yol var daha.Belki 1 belki 2 sene bilemiyorum.sevdiğiniz işi yapmak için evden başlayın derim ben, biraz birikim yapın, riskleri değerlendirip hadi deyip açın kepenkleri.Haa ben bunları derken bir gaz tıkır tıkır yazıyorum ama gerçekleşme aşamasında çomak sokar mıyım kendi fikrime bende bilmiyorum.Dedim ya ilk başta ben..Maymun iştahlının biriyim.Kaçış yolları arar, hayat gailesine kapılır, tamam bu sefer üstüne gidicem derken pısıp kalanlardanım çoğu zaman.Jetonun köşesi takılınca beynimde sağa sola haydi buyur burdan yak oluyor!Yahu çabalasana deyip kendimi itekleyenlerdenim.Hadi 11 yılın hepsini saymazsak son 4 yıldır böyle gidip geliyor.Tek olduğumu düşünmüyorum, yanılmıyorum değil mi?

Biraz felsefi bir paragraf başlangıcı olacak ama HİÇ BİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİLDİR!HAYAT GÜZELDİR!HAYATI ZEHİR ETME!ANI YAŞA..DÜN DÜNDÜR BUGÜN BUGÜNDÜR GİBİ LAFLARA inamaya başladım ben.Yoo yoo..yaşlandığımdan değil.30 olamadım daha yahu(acaba önümüzde ki aralıkta da aynı kelimeleri şen şakrak edecek misin kadın!)

O yüzden daha bir sıkı sarılır oldum inandığım şeylere.Çok örneğini gördüm.Şu ünlü ceketi alıp çıkan çok insan aynı tatta ama hoplayıp zıplayarak gidiyor yolunda.Bende o ceylan grubuna katılsam.Seke seke geçsem çaydan?

Dedim ya.Kariyer şööyle olsun böyle olsun, kartvizitim tavana vursun gibi bir hırsım olmadı hiç bir zaman.Haa işimin en iyilerinden biriyim o ayrı..Şu an ki tek mücadelem kızım için en iyisi.Gerisi hikaye.İşimi geliştirme çabası elbet var bu masaya oturunca, sonuçta hakikaten yoğun bir iş yapıyorum..Ama alttan alttan ruhuma ait birşeyler de uğraşmak, oralarda gezinmek..geleceği ona göre kurmak için çalışıyorum.

BOŞ MU?? BENCE DEĞİL...

8 Şubat 2011 Salı

İLK KARALAMA

İk satır..Yıllardır içime kalanın dışa çoşkuyla yansıması belkide.Yaratacağı etki umurum da mı?Bilemiyorum aslında.Bir nevi iç döküş benim için bu klavye sesi.Yani öylsine maymun iştahlıyımdır ki ben!Öyle böyle değil.Zamanla kavga halinde ve sürekli küfreden  bir insan tanımadıysanız eğer tanışalım!İŞte o benim..Bulduğum yerde bri kaşık suda boğacağım kendisini.Gerekirse faili meçhul yaparız sorun değili.Yeter ki benim gibi zmanla problemi olanlar ve onu yönetemeyenlerlerin derdine derman olsun.Takıntılının öde gideniyim ayrıca.Herşeye kafayı takıp her koluma çifter çifter karpuz sıkıştırmaya çalışmasam belki de herşey güllük gülistanlık olacakkıvamına geçecek ya..neyse..Hem çalışan, hemde çocuk sahibi lan annelerin sesi oalvereyim dedim kendi kendime.Gerçe ne amaçla yazıyorum onu da bilmiyorum.Hiiç planlı olmaz yazılarım.Ekranı açtığımda içimde ne varsa çalakame devam!Bir yazı serisi başlangıcı diyelim.Bir anne yazsınburada, çalışan anne..Sonra bir ev kadını anlatsın, sonra bir eş sevgisni paylaşssın, 30una henüz basmamış deli bir kadın bağırsın burada.Yemek yapsın bazen, her ne kadar beceremese de örsün, hayat duruşunu döksün buralara.Günlük bişiler olsun işte.Evet evet, bu blogun adı da bu olsun hatta.GÜNLÜK SÜT tadında..Her güne ayrı bir hikaye olsun..Vayy!! Söylenişi pek bir havalı geldi kulaklarıma.Açıpta okuyan olursa şayet bu blogu, ohh desin..ya da yuh! ne bileyim?Kim ne derse desin işte..Özgür olsun.Ama virgül dahi olsa her ruh ile muhakkak ortak bir yanımız olur biliyorum.Bir çift göz okusa..biraz su serpsem çine, ya da iyice kanırtsam yarasını belki de?katarsam elbet acı yada tatlı birşeyler kendime..ona..daha ne olsun!

Burada editörde benim, eleştirmende, yazar da, çizer de.Ben yazarım , siz günün ilk ışıklarında kahvenizle okusunuz, ya da yatmadan önce internet oynaşmalarından önce bir doz!Onu bilemem.''TAVUK SUYUNA ÇORBA'' diye bir kitap vardı bir zamanlar.Ne sverdim!Okudukça HEIDI gibi dağlara vurup kendimi keçileri öperim gelirdi.Ama benim bu kalım kafam stabil durumda olamaz hiç bir zaman.Her inciği cinciği takıp öylesine güzel zehir eder ki hayatı!Okursun, mutlu olursun.Ertesi gün hooop Adams Ailesi!!

İşte bu yüzden dedim ki ..İlkokul yıllarından beri yazarsın çizersin.EEE?? neden paylaşıvermezsin a benim asosyal kızım!Yazıp yazıp kağıtlara biriktirdin bunca sene.Her çantanın dibinde bumburuş bir kağıt.Ha aklıma gelmişken ; sıkıldığım zamanlarda sağa sola yazmamı çook eskiden tanıdığım mali müşavir biri ''rahatsızlık'' olarak nitelendirmişti.Yani demek ki paylaşamadığım bir şeyler varmış ki insanlarla yazınca rajatlıyormuşum.Biraz daha kendimi dökmeyi deneseymişim.E evet! Dedim ya zaten...Ben yazınca rahatlıyorum arkadaş! ÖSS zamanında bile yazardım ne yaptım diye arıza gibi..

13.00- 14.00 uyudum

14.30 teste başladım

15 dk mola verdin(tuvalete gittim, küçük yaptım..) falan filan diye illa programlı olacak herşey!Çeyiz toplarken attım hepsini.Yaz yaz yaz..NE yapayım ben gelecekte kaçta tuvalete girmişim? Ne icraa etmişim klozette?:)

Ama bu sefer farklı.Şimdi daha olgunum..daha bilinçli...Olgun yazılarımı topladım ağaçtan koparırı gibi...(salonun ortasında şebnen ferah'ı sonuna kadar açıp kızımla tepiştiğimi saymazsak tabi..) yani o kadarcık olgunum.
Tamam çantamda hala parça pinçik abuk subuk kağıtlar olabilir, ama şimdi kusunca ay pardon yazınca rahatlıyorum:)Bu ilk yazım mesela..plansız..nerde biterse artık..Bundan sonra paylaşacaklarım karman çorman olacaktır eminim.Daha önce çantaya ne yaıp atmışsam copy edilecek buraya.Kimbilir ne yazmışım bende bilmiyorum! Ama montajsız olacak çoğu söz!:)Çünkü ben genellikle kalem kağıt yazarım.Yani ya ofiste işim bitmiştir deftere yazıp sayfayı yırtıp atmışımdır çantaya, yada otobüste minibüste vapurda şans eseri oturmuşsam! şu şöyle böyle deyip sokuşturmuşumdur cebime.
Ama bu merhaba, içimde saçma sapan bir huzurun olduğu bir günde çıkıverdi.Huzurun saçma sapanı olmaz tabii ama sebepsiz işte.Yani içimde pollyanna eteklerini bir oraya bir buraya savururken karar verdim.İyi edip etmediğimi bende okuyanlarla birlikte göreceğim elbet.
Amacım koosskoca bir yazar olmak,kitap çıkarmak yada köşesi olan biri olmak değil elbet ama..Yazasım var zamanları paylaşmak artık.Neye dair, ne ağırlıklı diye derseniz bende bilmiyorum.O gün hangi roldeysem işte.
Buyurmaz mısınız??

24.01.2011